Hayatın akışı içinde birçok belirsizlikle karşılaşıyoruz. Hem de her gün durum böyle desek yalan olmaz. Ancak bazı insanlar, bu belirsizliklerden kaçınmak için “garantici” bir yaşam tarzı benimsemeye çalışır. Sürekli güvence arayışı içinde olur ve bu durum aslında modern yaşamın getirdiği büyük bir yük olarak karşılarına çıkar. Peki, bu garantici yaşam tarzı neden insanı yorar, neden ağır bir yük olur?
Öncelikle, garanti arayışı insanların hayatında vereceği birçok kararı, belki de dönüm noktalarını etkiler. Sürekli olarak en güvenli seçeneği seçmeye çalışmak, insanları risk almaktan kaçınmaya iter. Oysa hayat, riskler ve belirsizlikler üzerine kuruludur. Herhangi bir işte veya ilişkide, yüzde yüz garanti sunan bir durum yoktur. Bu nedenle, garantici bir yaşam sürdürmeye çalışmak, kişinin potansiyelini kısıtlar ve fırsatları kaçırmasına neden olabilir.
Öte yandan garantici bir zihniyetle yaşamak, kişinin ruh sağlığını olumsuz etkiler. Sürekli bir kaygı hali içinde olmak, insanı gerçekten yorar. Geleceği kontrol etme çabası, stres ve endişe ortaya koymaz mı? İnsanlar, her şeyin mükemmel gitmesini bekleyerek, kendilerine baskı yapar. Bu baskının çebreden geldiğini söyleyerek sürekli şikayet ederler. Aslında sorunun garantici yaşamak derdi olduğunun farkında olmazlar çoğu zaman. Bu durum, hem fiziksel hem de psikolojik sağlık sorunlarına yol açar. Çevremizde sıklıkla görüyoruz böyle insanları.
Yine garantici yaşam tarzı, bireyler arasındaki ilişkileri de etkiler. İnsanlar, başkalarıyla olan etkileşimlerinde sürekli bir güven arayışında olduklarında, derin ve anlamlı bağlantılar kurmakta zorlanırlar. Korkular ve kaygılar, samimiyeti engeller. Sonuç olarak, hem kendimizi hem de diğerlerini yeterince tanıyamaz ve gerçek anlamda bağ kuramayız.
Garantici yaşamaya çalışmanın bir diğer getirdiği yük, mükemmeliyetçilik arzusu. Her şeyin “doğru” ve “hatasız” olması gerektiğine dair bir inanç, insanları sürekli bir tatminsizlik içinde bırakmıyor mu? Oysa hayatın kendisi, hatalarla ve düzensizliklerle dolu değil mi ki? Bu düzensizlikler, öğrenme ve büyüme fırsatları sunar. Mükemmel olmaya çalışmak yerine, anı yaşamak ve deneyimlerden ders çıkarmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Hayatın belirsizlikleriyle yüzleşmek ve onları kabul etmek, daha sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam sürdürmek için en güzel yoldur. Garantici yaşam hevesi, insanların hayatını yorar ve gerçek potansiyellerini keşfetmelerini engeller. Hayatın getirdiği riskleri kucaklamak, hem kişisel gelişim hem de ruhsal sağlık açısından önemli.
Belirsizlikler içinde bile, yaşamak ve sevmek en büyük garantidir.